24 Ağustos 2009 Pazartesi

İyi ki doğdun küçük adamım...

Canımm meleğim,biriciğim,küçük sevgilim,annesinin canııııı,aşkımmmmmmmmmmmmmm :))

İyi ki doğdun canım yavrum...

Sen dünyama gireli ne çok şey değişti hayatımda, ne çok doldurdun yüreğimi,evimi..

Sen benim herşeyimsin canımdan cansın, küçük adamım iyi ki varsın..


Pamuğum, 24.08.2006 da sıcak bir yaz günü açtı gözlerini dünyamıza.Aslında hiç doğmak istemedi nedense :)) Ben normal doğum olsun diye direttikce o ısrarla sezeryanla doğmak istedi resmen :) Doğuma 2 gün kala doktorumuz artık doğması lazım eğer normal şartlarda sancınız gelmezse 24 ü sabahı suni sancı veririz demişti.O iki gün güle oynaya geçti ne sancı ne de birşeyy..Yok beklenen yolcudan ne bir ses, ne bir iz :))


24 ü sabahı Perşembe günü,düştük hastane yollarına konvoyda iki araba babam peşimizde :) Gayet sakin girdik hastaneye.Doktorumun muayenesinden sonra bekleme bölümüne yatırıldım.Herkes sancıdan kıvranırken ben etrafı izlemekle meşguldum.10 dk da bir içeri giren eşim ve kız kardaşim Zeyno beni öyle görünce sürekli gülerek dışarı çıkıyorlardı..Ne gelmez adammış bu yahuu diye :)))


Bir müddet sonra servisteki odama çıkarıldım işte beklenen an gelmişti suni sancı için serum verilecekti.Herkesin gözleri kocaman ''sakın korkma kızım ve utanma bağırmak istersen bağır '' hıııhhh nasıl yaniii :)) tamam siz üzülmeyin ben ağrı gelirse bağırırım tabii... Onlarda haklılar,doğum servisi yıkılıyor çünkü, sancısı gelen kadınların sesinden :)) eee bizimkilerde tedbir alıyorlar baştan akıllarınca :)) Neyse serum takılırken annem odadan herkesi çıkardı ''şimdi ilk damla düşsün çocuğun canı çok yanacak rahat bırakalım'' Babam ve eşim tv izliyorlardı onların çıkışı biraz yavaş oldu :) Ekranda basketbol milli maçı :)) eee ne yaparsınız erkekler :))


Neyse serumun ilk damlası kana karıştı, benden çıt yok kapıdan kafalarını uzatıp uzatıp geri çekiliyor bizimkiler, sonunda serum yarılandı benden yine ses yok :) Artık dayanamayıp girdiler içeri ay bu nasıll birşey,sana kesin yanlış serum taktılar laf kalabalığının içinde bir baktım heyecandan ne yapacağını bilemeyen eşim ve babam yine ekranın başındalar :)) Kadınlar malum velvelecii ortalık pazar yeri gibi ben çaresiz sessiz bekleyiş içinde...


Ebe hemşirelerin muayenesi(bu kısmı en vahim kısmıydı) de sonuçsuz kalınca eee milli maç bitip babam ve eşim de sabırsızlanmaya başlayınca bekleyiş iyice zorlaştı..Doktorum akşam üzeri alıcam ameliyata, ama herşey normal giderken sezeryan yapmak istemiyorum hastam da istemiyor biraz daha bekleyelim dedi ..ve gitti..Yine belirsiz bir bekleyiş..Kapıda sevenler telefonda canlı yayın durumu takip edenler...Bende kocaman bir karın üzerimde çiçekli doğum geceliğim...


İçerde sürekli çalışır vaziyette ki NST cihazı,bebişimin kalbi bir hızlanıyor, bir yavaşlıyor..Heyecanımız son süratt artıyor..Hemşiremiz bir ara kalp atışları yavaşlıyor sanki, diyince eşim yerinden fırlayıp doğru doktorun odasına koşmuş..Ameliyata alın biran önce eşimi lütfen demiş..Neyseki saat akşam 6 civarı ameliyat hazırlıkları yapılmaya başlandı..O zaman korkmaya başladığımı hatırlıyorum...
Yüreğimde bir sürü martı aynı anda havalandı sanki...

Sedyeye yatırıldım, herkesin eli elimde,gözler nemli uğurlandım ameliyathaneye..Başımda iki hemşire, asansör kapısı yavaşca kapanırken son kez gözgöze geliyorum eşimle,elimi kaldırıp gülümsüyorum..Kapı kapanıyor aklımda o ve gözü yaşlı ailem...


Soğuk,kocaman bir alan sonra başka bir alana geçiş yine soğuk...Ne tuhaf, ölümle doğum, kafam karışık ne hissettiğimi ne düşündüğümü hatırlayamıyorum..Aklımda yer eden tek şey soğuk...Birde uyanamama korkusu...

Ameliyathaneler soğuk olurmuş meğer :)) Benim ilk ameliyatım, bademcikten kaçmıştım çünkü :))) Burda konuyu biraz dağıtayım istedim sizin gözler yaşlanmıştır şimdi :)) Bende ne zaman bir doğum hikayesi okusam sulanır gözlerim.Hele hamileyken nede zordu, daha ilk iki satırda düşerdi yaşlar :)


Neyse hemen gözlerim doktorumu aradı,uzaktan elini kaldırdığını gülümsediğini gördüm.Rahatladım.Sanki beni kandırırlar başkası girer ameliyatıma diye bir korku vardı içimde.Aylarca onun kontrolündeydim aramızda tarifi farklı birşey gelişmişti.Galiba güvendi o adı olmayan duygunun...

Masaya yatırıldım üzerimdeki örtü açıldı.Büyük bir pamuklu bez yardımıyla karın bölgem tamamen ilaca bulandı renk turuncu .. Doktorum belirdi,sonra anestezi uzmanı, bebeğimin göbek adını sordular.Babamın ismini söyledim,göbek bağını keserken ismini söyleyeceğiniz dedi doktorum..Sonra birkaç memleket sorusu gerisini hatırlamıyorum...Saat 18:53 bebişim doğmuş...


Yukarda kopan fırtına,oğlumun yukarı çıkarılmasıyla coşkuya dönüşmüş..Tontini doğan efecik, herkesin sevgilisi olmuş hemşire ablasının üstüne birde işeyi vermiş...Yüzler gülmüş..Akıllar da annede kalmış...15-20 dk.sonra ben getirildim odama, kolidorda tüm gözler bende, benim aklımda tek bir şey iyi mi,güzel mi ...

Kulağımda eşimin sesi iyi,iyi çok iyiii aynı sen...

Benim gözler dolu dolu, şimdiki gibi, odamda bir sürü sevdiğim insan,arkadaşlarım, ama etraf tam net değil buğulu...Renkler oğlumun odaya girişiyle sanki tamamen netleşiyor...O açlıktan ağlıyor ben sevinçten...Kucağımda nefesimde her yerimde o andan itibaren...

Canımsın iyi ki benimsin...