27 Temmuz 2010 Salı

Oğluş bu sıra...



Bu ara sana bir haller oldu,biliyorsun dimiii..


Sürekli ellerimi yıkayacağım bahanesiyle banyoya gidip artık çok rahatlıkla açtığın musluğu kaldırıp,sözde el yüz yıkıyor,saçlarını ıslatıp,bir koşu bizim yatak odasında buluyorsun kendini...


Sonra mı sonrası şu,


kapının kenarından seni gizlice izleyen anneni farketmeden,


kendi kendine konuşarak saçlarını yukarı doğru (o benim için hala minik ellerinle) kaldırıyorsun..Aynada.


Ne dediğini henüz anlayamadım ama belli ki çok ciddisin.Aynaya uzun uzun bakıp tam önünden çekilirken de bıyık altı bir gülümsemen var ki..Ayy bir güzelsin,bir komiksin ki, görsen bir kendini..


Sonra tam odadan çıkacakken geri dönüp,artık buraya da boyun yetiyorya, babanın parfüm şişesine uzanıp babandan gördüğün gibi bileğinin içine doğru sıkıyorsun parfümü :)))boynuna sürüyorsun sonra :)))


Birde ben tüm bu olanlardan habersizmişim gibi yanıma gelip kolunu koklatıyorsun bana..Bende ısırıyorum seni mıncık mıncık yapıyorum :)))


Ne çabuk büyüdün...

Annen...





Not : Canım arkadaşım Kırmızı Uçan Balon un, yani Beyzoşun dört gözle beklediği güzel kızı Pazartesi günü doğdu...Öyle merak ediyorum ki onları ama taaa Amerikalarda olmaları sebebiyle heyecanımı İstanbul a dönüşlerine saklıyorum.Beyzoş belki de bir fot.koyarsın bloğuna ne dersin :)) öpüyorummm sizi...

Bu sabah...


Sabahın körü,oğluş ağlayarak uyandı kaynım ağyıyor diye,

çişi de gelmiş elbett.Alıp bir koşu götürdüm WC ye..Oturttum klozete,sağolsun ayarlayamadı yine,daha gözlerimi açamamışken çişe bulandı her bir yanım..Ohhh yüzümü yıkamış kadar oldum serin serin.Sağol Efe dedim...Bizim ki zaten ağrılı bir de ben kızınca iyice alındı daha çok ağlamaya başladı.Apar topar üstünü değiştirip yatırdım yatağına..Ben mi ? sanki hala sidik kokuyorum :)) Elimde vileda, baya hoştum yani sabah sabah... Bunların hepsini gözlerim kapalı yaptım afferinn bana :)


Sabah servisteki arkadaşlar erkenden işe gelme kararı aldıklarından,ben de doğru otobüs durağına yollandım.Ara sıra böyle halka karışmak iyi oluyor..Nasıl sıkıntılı o otobüsün içinde insanlar, halime şükür için bir sebebim daha oluyor böylece..Geçmişteki eziyetlerimi düşününce..Mecbur kalıp binen herkese sabırlar diliyorum..

Işıklarda duruyoruz,minibüsün camına resmen yapışmış, 9-10 yaşlarında bir erkek çocuğu dikkatimi çekiyor.Elinde belli ki annesinin hazırladığı bir tost,ya da yarım ekmek arası domates peynir...Alelade bir poşete sarılmış eline tutuşturulmuş..Karnı aç besbelli çünkü gözü sürekli onda,kalabalıkta itiş kakışın içinde elinden düşürmemeye de gayret ediyor belki de..

Tam da sanayi sitesinin önünden geçiyoruz.Belli ki oralarda bir yerlerde çalışıyor.

Ya okumadığı için ailesi vermiş bir tamirciye çırak, ya da yaz döneminde eve para götürme,okul harçlığını çıkarma telaşına düşmüş şimdiden...

Düşünüyorum da her ikisi de kötü ve her ikisi için de çok ama çok küçük...


nehircce
fot.netten alıntıdır.